Tülay Bilin-ce

Posts Tagged ‘negatif elektrik

Bugünlerde aşık olmak istiyorum. Neden mi? Sabahları saat 7.30-08.00 gibi Bostancı sahiline yürüyüşe çıkıyorum. Yarım saat hızlı tempoda yürüdükten sonra sahile belediyenin koyduğunu spor aletlerinde spor yapıyorum. Sonra tekrar yarım saat eve yürüyüş. Eve gelip duşumu aldığımda dünyanın en mutlu insanı ben oluyorum. Bazen sabah yürüdüğümden tatmin olmuyorum ve akşam da çıkıyorum yürüyüşe. Kadıköy yakasının harika bir sahil şeridi var. Yemyeşil çimenler, deniz ve akın akın yürüyen insanlar. Bazen tembellik ettiğim oluyor tabii. Ama sahile çıktığımda iyi ki çıktım diyorum.

Bana mı oluyor sadece bilmiyorum ama yazın duygularım coşuyor. Her an kendimi heyecanlı hissediyorum. Hep biraz sonra çok güzel şeyler olacak gibi geliyor bana. Aklımdan hiçbir kötü düşünce geçmiyor. Güneşin üzerimde inanılmaz olumlu etkisi var. Bu sanırım kişiye göre değişiyor. Bazı insanlar var kışı daha çok seviyorlar. Bu fiziksel ya da ruhsal bir bütünleşme. Ben yazın enerjik oluyorum.

Sabah yürüyüşümü yaptığım halde akşam tekrar çıkmak isteği duyduğum bir akşamdı. Ama anı yaşamayı öğrendiğim için yürüyüşü bir şey düşünerek değil de sürekli çevreme bakarak geçiriyorum. İnsanları gözlemliyorum. Yanımdan köpeğini gezdiren bir çok kişi geçiyor. Bütün köpekleri seviyorum. Üstelik onlara laf atıyorum. Sohbet ediyorum. Bazen bu sohbete sahibi de katılıyor. Bu yürüyüşlerde günü birlik dostluklarım var. Sadece 10 dakika sohbet ediyoruz. Ayrılırken birbirimize randevü vermiyoruz. Birbirimize telefonlarımızı vermiyoruz. İleriye dönük vaadlerde bulunmuyoruz. Neden böyle söylüyorsun diye birbirimize kızmıyoruz. Birbirimizi saygıyla dinliyoruz. Gülümsüyoruz ve sonra hoşça kal deyip uzaklaşıyoruz. Birbirimizi değiştirmeye çalışmıyoruz. Kendimiz gibi düşünmeleri için baskı yapmıyoruz. Bazen hep birlikte bir şeye kızıyoruz bazen hep birlikte gülüp geçiyoruz. Çünkü o anda kişinin tek amacı var. Spor yapmak ve rahatlamak. Onun için evden çıkarken zaten keyif almak için çıktığından negatif bir elektrik yaymıyor çevreye.

İşte böyle çevremdeki en küçük ışıltıyı bile kaçırmadan sevinç içinde yürürken saat 20.30’u gösteriyordu. Güneş batmış ama gökyüzüne bir kızıllık hakimdi. Biraz sonra sahilin ışıkları yanmaya başladı. Adalardaki ışıklar tek tek yanmaya başladı. Güneşin battığı yere bir de baktım ki gökyüzünde hilal şeklinde bir ay. Sanıyorum ilk gecesiydi. Bir renk cümbüşü ile karşı karşıyaydım. Her bir ışığı tek tek inceleyip beynime kazıdım. Kendimi öylesine hafif hissediyordum ki sanki üzerimde bir şey yokmuş gibi. İşte yazın güzelliği burada..

Üzerimde bir şort ve incecik askılı bir buluz. Ayağımda eski mi eski spor ayakkabılarım. Onlar aslında beni bıraktı da ben onları bırakmamakta ısrar ediyorum 🙂

Anı yaşamayı öğrendiğimden kafamın içinde hiçbir sorun yok. Sadece çevremi inceliyorum. Birdenbire hani insanın canı tatlı ister ya, hani kriz gibi önünüze gelen ilk dükkana girer bir çikolata alırsınız ya. Ya da çok susarsınız ya…o anda mutlaka su içmek istersiniz. Ve içtikten sonra da bir “ohhhhh” çekersiniz. İşte aynı bu duygu gibi canım bir şey istedi. Ne istedi biliyor musunuz? CANIM AŞIK OLMAK İSTEDİ. El ele mehtabı seyretmek ve bu güzelliği paylaşmak.

Ertesi gece arkadaşlarla bu sahil şeridini 180 derece açı ile gören bir Bar’a gittik. Bir gece evvel içinden geçtiğim güzel manzarayı bu sefer tepeden seyrettim. Muhteşem bir yer. Neresi diye soracaksınız ben de hemen şimdi yazıyorum. Kadıköy yakasındaki Suadiye Otel’inin karşısındaki Reşat Clup’un yerine yapılan binanın en üst katındaki Mirror. Özellikle bar bölümünü denize nazır ön tarafa koymuşlar. Arka tarafta ise masalar. Ama hepsi denizi görüyor. Harika bir mekan. İster yemeğe gidin isterseniz yemeğinizi evde yiyin sonra içki içmeye gidin. Mutlu olmak için sadece Mirror’a gitmek gerekli değil ama bu dünyada mutlu olmayı istemek gerekli. Sevmek gerekli. Ve bence bu dünyada aşık olmak gerekli. Bu dünyadan aşık olmadan gidilirse bence yazık olur.

İşte bu güzel havalar beni bu duygulara itti. Sonra hatırladım ki Orhan Veli Kanık da benim gibi bu havaları anlatan bir şiir yazmıştı. O da bu havalardan şikayetçiydi 🙂

GÜZEL HAVALAR
Beni bu güzel havalar mahvetti,
Böyle bir havada istifa ettim
Evkaftaki memuriyetimden.
Tütüne böyle havada alıştım,
Böyle havada aşık oldum.
Eve ekmekle tuz götürmeyi;
Böyle havalarda unuttum.
Şiir yazma hastalığım;
Hep böyle havalarda nüksetti.
Beni bu güzel havalar mahvetti.
ORHAN VELİ KANIK

Bakın ben pek haksız sayılmam. Yaz ayları o kadar da masum değil. Benim bir suçum yok. Temmuz ayının suçu valla. Bu sıcacık duyguları içimize sokuyor. Bir başkası da Temmuz ayından şikayetini şöyle ifade etmiş 🙂

AKDENİZ AKŞAMLARI, SÖZ: SERHAN KELLEÖZÜ;
Akdeniz akşamları bir başka oluyor
Hele bir de aylardan temmuz ise bir başka
Sahilde insanlar kolkola sımsıcak
Coşmamak elde mi böyle bir akşamda
İşte ben böyle bir akşamda aşık oldum
Aşık oldum, aşık oldum, aşık oldum

İnşallah bu yazıyı okurken içinizden şu iki cümleden biri geçsin; İŞTE BEN BÖYLE BİR AKŞAMDA AŞIK OLDUM ya da BEN AŞIK OLMAK İSTİYORUM.

Bu coşkuyu yaşayan bütün yüreklere saygılarımı sunuyorum.

Sevgiler
Tülay Bilin
tulayb18@gmail.com


Arşiv

Kategorilere Göre Yazılar

Son Yazılar

Takvim

Nisan 2024
P S Ç P C C P
1234567
891011121314
15161718192021
22232425262728
2930